Günümüzde oldukça yaygın olan masaj uygulamaları , ilk kez Asur, Babil, Çin, Hindistan, Pers, Mısır, Eski Yunan ve Roma toplumlarında tedavi hedefiyle kullanılmış ve masaj uygulamaları ile ilgili ilk kitap Çin’de yazılmıştır. Çin’de
Aile içi nesilden nesile öğretilerek bir gelenek haline gelmiştir. Orta Çağda ve Roma İmparatorluğu’nda mühim bir tedavi tekniği olmasına karşın, Roma İmparatorluğu’nun son zamanlarında önemini yitirmiş unutulmaya başlanmıştır, Fakat Rönesans’la birlikte yine eski önemini kazanmaya başlamıştır.
P:H: Ling’in (1778-1838) Stockholm’de, Metzger’in (1839-1901) Amsterdam’daki uğraşları neticesi yine masaj kürleri yine uygulanmaya başlanmış ve İsveç masajı ismiyle anılmaya başlanmıştır. B.Mennel (1880-1957) tedavi hedefiyle masaj uygulamalarını geniş bir şekil de ele almıştır. Klasik masaj uygulamasın da bugün uyguladığımız yönteme A.Hoffa (1859-1907) 1893 senesinde yayımlanan yapıtında geniş yer vermiştir. Hoffa yöntemleri kendi okulunun devamı olan Goch okulunda sürdürülmüş ve 1935’de Hoffa Goch tekniği olarak yayımlanmış ve günümüze kadar gelmiştir. 20.yy ortalarında başlayarak klasik masaj uygulaması, teknik tarafından günümüz biçimini almıştır. Masaj uygulamaları eğitimi veren özel okullarda ve yayınlanan kitaplarda birtakım ufak değişiklikler olmakla birlikte temel kurallar şu zamana kadar değişmeden aynı kalmıştır. Kültürümüzde daha çok Hamam Kültürü içersinde keseleme, kol ve bacak germe şeklinde masaj uygulamaları yapılmıştır. Uzakdoğu kökenli masajlar (Thai, Shiatsu,Zen-Shiatsu ….) ruh zihin beden üçgenindeki ahengi korumaya yönelik daha çok spirituel nitelikleri ağır basan uygulamalar olarak binlerce sene öncesinden bu günlere kadar ulaşmıştır. Yapmamız gereken biraz daha ilgilenip uyguladığımız masaj tekniklerini günümüz beklentileri ile geliştirebilmek ve ruhsal ve fiziki rahatsızlıkları olan kişilere daha iyi bir şekilde hizmet edebilmektir…