Günümüze kadar yenilenerek gelen masaj uygulamaları eski çağlardan beri biz insanların ihtiyacı olan terapi yöntemidir. Momeros Milattan Önce 1000 yılında masaj uygulamalarında yağ kullanıldığından söz ediyor. Eski Çin, Hindistan ve Mısır el yazmalarında masaj uygulamalarının hastaları iyileştirmek için kullanıldığı yer alıyor. En eski yazılı belgede şöyle belirtiliyor: Gece uykusundan sonra kan dinlenmiş ve gevşemişken, sabah erkenden avucun içiyle tüm vücudun sıvazlanması insanı soğuk algınlığından korur, rahatsızlıkları önler. Eski Yunan ve Roma kaynaklarında, masaj uygulamaları spordan önce ve sonra, nekahat döneminde egzersiz yerine, sindirim problemleri hatta kısırlık gibi sorunlarda başvurulduğu belirtilmiştir. Eski Roma’da gladyatörlere dövüşten önce ve sonra vücutları kızarıncaya kadar masaj yapılırdı. Roma İmparatoru Sezar’ın da şiddetli sinir ağrılarını masaj uygulamaları ile geçirttiği biliniyor. Hintliler Milattan Önce 1800’lerde cildi otlar, baharatlar ve aromatik doğal yağları vücutlarını ovarak cilde yedirme yoluyla hastalıkları iyileştirdiler. Bir çok masaj yöntemi olmasına rağmen (Ayurveda bugün bile gözde masaj) 1779’da ünlü kaşif Cook, 12 Tahitili’nin kendisine baştan ayağı masaj yaparak ağrılı siyatiğini geçirdiğini anlatır. 18. ve 19. yüzyıllarda İsveçli Per Henrik Ling, Avrupa’da masajı yaygınlaştırdı. Bir zamanlar kısır döngüye giren avrupa ülkeleri masaj uygulamalarına önem vermeyi bırakmış ve yaşanan rahatsızlıklarda artışlar görülmesi üzere yeniden önem vermeye başlanmış olup bir çok bölgelerinde sertifikasız masaj merkezleri bile açılmasına izin verilmiştir…
